|
Papağan Beslerken Yapılan Hatalar

|
Papağan Beslerken Yapılan Hatalar |
|
|
|
Papağanlar genel yapıları itibari ile kısa sürede mümkün olduğu kadar fazla enerji verici gıdalar alma güdüsü içindedirler. Doğal ortamda hayatta kalmaları da zaten bir yönden bu güdülerine bağlıdır. Doğal ortamlarında ki ihtiyaçları mevsimlere göre dengelenmiştir ve bu da yem bulmanın kısıtlı ve sıkıntılı olduğu dönemlerde vücudun buna hemen uyum sağlamasını sağlar ve hayata kalma şanslarını arttırır.
Ev ortamında (oda içinde ve kafeslerde) bakılanlarda ise durum çok daha farklı oluyor. Kafeste barınan ve gün içinde belli saatlerde veya belli zamanlarda sadece dışarıya çıkma (nadiren de uçma) şansları olduğu için kalori tüketimleri oldukça düşüktür.
Orta guruba giren (amazon, gri papağan vb) türler bu tip bir bakımda günde, yaklaşık olarak yağ oranı %7 – 11 (elbette türe göre değişim oluyor) 100 kaloriye ihtiyaç duyar. 3–4 adet fıstık ve 1 avuç ay çekirdeği piyasada satılan standart yem karışımlarıyla zaten yaklaşık bu oranı vermektedir. Bilinmesi gerekir ki; maalesef bu hazır karışımların içeriğinde fazlasıyla bulunan ay çekirdeği ve fıstık yemde yüksek yağ oranına neden olduğu gibi ayrıca hastalıklara yönelik bir risk faktörü oluşturmaktadırlar. Yemin tarihi geçmiş veya kötü koşullarda saklanmış olmasını saymazsak bilinen en büyük risklerden birisi de özellikle yemlerde bulunan kabuklu fıstıklardan oluşabilecek aspergilustır.
Özellikle yabancı ülkelerde, bazı yem firmaları, besin öğeleri açısından içeriği dengelenmiş veya extrusionlanmış (bir çok sektörün yanı sıra gıda sektöründe kullanılan bir işlem - ısıtma veya buharlama şekli ile - tahılları dayanıklı ve hazmı kolay yapmak) yem karışımları yapmaya başlamışlardır. Ülkemizde bazı bilinçli papağan sahibi kişiler buna her ne kadar dikkat edip kendi karışımları hazırlasalar da genel olarak maalesef papağanlarımıza dengeli bir beslenme sunulmuyor.
Papağanların ana yem (çekirdekli ye karışımı) dışında, vitamin ve minerallere de ihtiyacı vardır. İşte bu yüzden onlara düzenli olarak değişik meyve vermeli, mineral ve eser element ihtiyaçlarının da yeterli oranda karşılanmasına özen göstermeliyiz. Bu noktada unutmamız gereken diğer bir konu ise, buzdolabında saklanılan hata uzun süre barındırılan birçok gıdadan düşünülen ihtiyaç tam anlamıyla karşılanmamaktadır. Birçok taze gıda bu saklama koşulları ile maalesef içeriğinde ki değerlerin birçoğunu kaybedebiliyor. Saklanılan yem karışımlarında ise, çok miktarda alınıp uzun süre saklanıldığında ya da yanlış koşullarda saklanıldığında içeriğinde küflenme, mantar oluşumu hata böceklenme vb benzeri durumlar oluyor.
Elbette bu sorunların çoğunu tam anlamıyla giderme şansınız her zaman olmayacaktır. Fakat taze gıdaları mümkünse ihtiyaç kadarıyla alıp hemen tüketmek ve depolamak yerine, bittiğinde alıp vermek vitamin kaybına büyük oranda önlem olur. Birde yeşil gıda kavramına giren ve yine besin öğesi açısından çok önemli olan birçok şeyi evde bir bahçeniz olmadan da ufak saksılarda, her türlü orijinalliğinden emin olarak yetiştirip ikram etme şansınız var. Doğadan toplayıp sunabileceğiniz bitkilerde yine bu faydalı gıdalar gurubuna girenlerdendir. Uzun süreli yanlış beslenme ve ihtiyaç duydukları taze sebze, meyve ve yeşil bitkileri almamalarından kaynaklanan vitamin, mineral, eser element eksiklikleri papağanlarımızın ömürlerini kısaltacağı gibi; yaşam kalitelerini de hastalıklar gelişmesine neden olarak düşüren faktörlerin en başında gelir.
Sıkça yapılan beslenme hataları arasında gelen diğer bir durumda önlerine konulan yem miktarlarıdır. Klasik ama yanlış olan anlayışa göre “istedikleri zaman, ihtiyaç duydukları kadar yesinler” denir ve bu düşünce şekli epeyi de yaygın şekilde benimsenmiştir. Oysa papağan her zaman ihtiyacı olanı değil, sadece hoşuna gideni alıp seçer yem kabından. İşte bunu yaptığında da, dengesiz ve lazım olan birçok elementten eksik, çoğunlukla yağlanmaya sebep olan bir beslenme şekli çıkar ortaya.
Aslında doğru olan durum papağanınıza günde 2 kere yem vermek şeklinde olacaktır. Sabahları ve öğlen sonrası (ikindi zamanı) şeklinde günde 2 kere yapılacak olan yemleme doğal hayattaki yem alım şekillerine de uygun olandır. Birde bu tarz bir yem sunumunda mantık, besinlerin hepsini bir anda vermemektir. Sabahları belli bir oranda klasik yem karışımı ve öğlen sonrası taze gıdalardan oluşan (yeşil gıdalar veya bitkiler şeklinde de olur) yem verdiğinizde hem papağanınız için bir değişiklik de olacaktır. Ve acıkan papağan 2. aşamada verilen taze gıdaları da daha kolay benimseyip tüketecektir. Birçok üretici bahsettiğimiz yemleme tekniğine ek olarak papağanlarına haftada 1 kereye mahsus (üreme ve yavru bakımı dönemleri dışında) her gün verdikleri yem miktarından daha az yem verirler. Bu sayede bünyelerinde gereksiz ve onları rahatsız edecek yağlanmaya karşıda bir önlem almış olurlar. Zaten doğal ortamda da papağan her gün tam anlamıyla karnını doyurma şansını bulamaz.
Bir papağan almadan önce ona bakmaya gün içinde yeterli zamanınız olup olmadığını bilmenizde fayda var. Muhabbet, cennet gibi özellikle de eşli beslenilen daha ufak türler sizi bu açıdan daha az yorar. Fakat seçiminizi orta guruptan yaptığınızda ona biraz daha fazla zaman ayırmanız gerektiğini de bilmenizde fayda vardır.
NOT: Bir sonra ki sayıda sizlere özellikle yetersiz ve eksik beslenmeden, vitamin eksikliğinden kaynaklanan hastalıkları anlatmaya çalışacağım. |
Bugün 6 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
|
|